28 Şubat 2013 Perşembe

Temel Ekmek Tarifi


Dünyada en çok üretilen ve tüketilen insanoğlunun temel besin kaynağı ekmeğin; tarladan sofralarımıza gelişi pek de kolay olmamıştır. Genel kabule göre, ilk insanlar su ile ıslatılmış ve kendi haline bırakılmış buğday kırmasında gözeneklerin meydana geldiğini görmüşler ve gözenekli bu kütleyi taşlar üzerinde pişirdiklerinde tad ve lezzetinin iyi olduğunu anlamışlardır. M.Ö. 4000 yıllarında Babilliler’in özel fırınlarda ekmek pişirmeyi bildiğini, M.Ö. 4300 yıllarında da değirmencilik ve fırıncılık sanatının icra edildiği yapılan kazılarda elde edilen bulgulardan anlamak mümkündür. Yine M.Ö. 2600 yıllarında Eski Mısırlılar, buğday unu ve su karışımından elde edilen hamura, tesadüfen bulunan mayayı kattıklarında ekmeğin daha yumuşak, daha kabarık olduğunun farkına varmışlar ve ekmeğe şekil verme fikri ilk onlarda görülmüştür. Bu dönemlerde beyaz ekmek soyluların ve sarayın simgesi haline gelmiştir. Zenginlerin ve soyluların rağbet ettiği bu mayalı ekmekler o kadar değer kazanmış ki, Eski Mısır’ da bu ekmekler para yerine bile kullanılmış.

Mısır’dan Roma’ya ve ardından Batı Avrupa’ya yayılan mayalı ekmek, son asırlarda bütün dünyada sofralarda yerini almıştır. Devlet Planlama Teşkilatı ve Dünya Sağlık Örgütü raporlarına göre; Türkiye'de temel besin, ekmek ve diğer tahıl ürünleridir ve günlük enerjinin ortalama %44'ü sadece ekmekten, %58'i ise ekmek ve diğer tahıl ürünlerinden sağlanmaktadır.
     
Sofralarımızın vazgeçilmez besin maddesi olan ekmek, karbonhidrat ve protein kaynağı olarak beslenmede önemli bir yere sahiptir. Ülkemizde kişi başına günde yaklaşık olarak 400 - 450 gr ekmek tüketilmektedir. Yani, ülke genelinde kişi başına tüketilen enerji miktarının yaklaşık %45'i, protein miktarının da %47'si ekmekten sağlanmaktadır. Karbonhidrat ve protein kaynağı olan ekmeğin beyaz, kepek, çavdar, mısır, tam tahıllı, çok tahıllı gibi pek çok çeşidi bulunmaktadır. Tahıl tanesi öz, kepek ve endosperm olmak üzere 3 bölümden oluşur.
    
B grubu vitaminleri,  öz ve kepek bölümlerinde daha çok bulunur.  Öğütme işlemi sırasında beyaz ekmek, B grubu vitaminleri ve bazı mineraller açısından kayba uğrar. Tam tahıl ekmeği posa, E vitamini, selenyum, demir, magnezyum, çinko ve B vitaminleri (B1, B6, niasin) gibi besin öğeleri bakımından zengindir.

B vitaminlerinin öğrenme ve kavrama fonksiyonlarının gelişimi, aneminin önlenmesi, bazı doğum kusurlarının önlenmesi, kardiyovasküler hastalıklar ve kanserin önlenmesi, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde önemli olduğu söylenmektedir.
     
Tahıla dayalı beslenmenin hakim olduğu ülkemizde her yıl yaklaşık 44 milyar adet ekmek üretilmekte, üretilen ekmeğin yaklaşık 40 milyar adeti tüketilmekte 4 milyar adeti ise israf edilmektedir. İstanbul ilimizde günde 2 milyon ekmek israf edilirken, Ankara ve İzmir illerinde bu sayı yaklaşık 600 bini bulmaktadır.
     
Düşük gelir gruplarında ekmek tüketimi fazla olmasına karşın israf daha az olmakta, gelir düzeyi yükseldikçe ekmek tüketimi azalmakta ancak israf artmaktadır. Ekmeğin çöpe atılmasındaki faktörler gereğinden fazla ekmek satın alınması, satın alınan ekmeğin uygun koşullarda saklanmaması ve kalitesinin düşük olması şeklinde sıralanabilir.
  
Ekmek İsrafını Azaltmak İçin Evlerde Neler Yapılmalıdır ?
  • İhtiyaçtan fazla ekmek alınmamalı,
  • Ekmek poşette saklanmalı,
  • Uzun süreli saklama amaçlanıyorsa ekmeğin derin dondurucuda ve poşet içerisinde saklanmalı,
  • Ekmek dilimlenerek tüketilmeli,
  • Kuruyan ekmekler israf edilmemeli, içinde az miktarda su kaynayan tencerenin üzerine yerleştirilen süzgeç üstüne konularak tüketilmeli,
  • Bayatlayan ekmekler galeta unu veya kurutulmuş ekmek içi şeklinde çeşitli yemek, pasta ve tatlı yapımında kullanılmalıdır. .
 Bu kadar genel kültürsen sonra gelelim ekmek yapımına;  uzun zamandır ekmeğimizi kendimiz yapıyoruz, dışardan ekmek almıyoruz. Ne kadar kolay yapıldığını keşfettikten sonra artık mecbur kalmazsam hazır ekmek almayız diye düşünüyorum.

Önce temel ekmek tarifini paylaşmak istiyorum sizinle.  Ekmek makinalarından heveslenip biz de kullandık. Ancak, tavasının teflon olması ve çabuk zedelenmesi nedeniyle kullanmaktan vazgeçtik. Bu nedenle  bileğimize güveniyorsak elde güvenmiyorsak robotta yoğurup, fırında pişiriyoruz.

Temel ekmek tarifinden sonra cevizli, zeytinli, çikolatalı vs..  ekmek yapımını da paylaşacağım.

MALZEME
500 g un
300 ml su
1 tatlı kaşığı bal , toz şeker ya da pekmezde olabilir
1 tatlı kaşığı tuz
1 paket kuru maya


Sıvıları bir yerde, un ve tuzu ayrı bir yerde karıştıracağız.

Su, maya ve balı (şeker kullanıyorsanız şekeri, tatlı mayayı aktif hale getiriyor) iyice karıştırın. 5-6 dk dinlendirdikten sonra kullanın.
 Unu ve tuzu, derin bir kap içinde karıştırıp,  içine mayalı suyu eklerken karıştımaya devam edin.  İyice yoğurun. Üzzerini nemli bir bezle örtüp, 1 saat dinlendirin.



Hamuru tekrar yoğurup, yağlayıp unladığınız ya da yağlı kağıt kullandığınız kalıba  koyup, en az 30  ideali 60 dakika mayalanması için bekletiniz.

Daha sonra ısıtılmış fırında 225 derecede 35 dakika pişirin.Kendi fırınınıza göre ayarlama yapabilirsiniz. 30-35 dakikada ekmek pişmiş oluyor. Fırından çıkartınca soğutup dilimleyerek afiyetle yiyiniz.
























20 Şubat 2013 Çarşamba

Elmalı Girdap (Strudel)

Elmalı strudel Avusturya kökenli bir tatlı olup, Habsburg İmparatorluğu döneminde 18. yüzyılda popülerlik kazanmıştır (1278-1780).  Elmalı strudelin ilk yazılı kaydı ise 1696 yılına aittir.

Avusturya kralı Franz Joseph “Strudelsiz bir gün, yıldızsız bir gökyüzünden farksızdır” demiş bir zamanlar .

Gözlerinizi kapatıp, ağızda dağılan hafif çıtır bir hamur, elmaya eşlik eden nefis tarçın kokusu, romda bekletilmiş üzümlerin ve cevizin tadını hayal edin. Hatta üşenmeyip yapın ve o tadı, lezzeti yaşayın. O zaman Franz Joseph'in ne demek istediğini anlayabilirsiniz.
 
Bu tatlının en önemli özelliği hamurunun çok çok ince olmasıdır. Aynen bizim baklava ustalarımızın yufkalarıyla öğündüğü gibi Avusturya’lı usta pasta şefleri de Strudel hamurlarının inceliğiyle övünürler.  Nedeni Strudel hamurunun temeli baklava hamuru olması olabilir mi? Baklava hamuru Osmanlı İmaratorluğu zamanında önce Macaristan'da sonra da Avusturya'da öğrenilmiştir. Yani eğer hamur açmakla uğraşmak istemiyorsanız veya vaktiniz yoksa hazır baklava yufkası kullanarak da Strudel yapabilirsiniz. Tüm marketlerde artık hazır baklava hamuru satılmaktadır. Ancak baklava hamuru kullanacaksanız, 7-8  kat yufkayı aralarını bolca yağlayarak kullanın ki hamur sağlam olsun ve elmaları taşısın.

MALZEMELER

Üstü için;

1 yemek kaşığı pudra şekeri.

Hamuru için ;

250 g un
40 g tereyağ
bir çimdik tuz
50 ml su

Un, tereyağ, tuz ve suyu karıştırıp yoğurun. Hamuru yapışkan olmamalı. Hamuru top yapıp buzdolabında 30 dk dinlendirin.

İç Harcı;
50 g galeta unu
75 mg tereyağ

Dolgusu için;
1 kg ekşi elma
150 g pudra şekeri
75 g ceviz (badem ya da fındık da olur)
1 yemek kaşığı tarçın
100 g kuru üzüm
2 yemek kaşığı rom (yerine elma suyu da kullanabilirsiniz)
1 limon kabuğu rendesi

Üzümleri bir tavada rom ile ısıtın. İçine küçük küp şeklinde doğranmış elmayı ve pudra şekerini ekleyin ve rom ile iyice karıştırıp, suyunu iyice çektirin.

Dinlemiş hamuru incecik açın (çok ince olmalı)ç Kenarlerınde 4 cm boşluk kalacak şekilde hamura 75 g  tereyağını sürüp, üzerine galeta ununu serpin.

Galeta ununun üzerine elmalı harcı yayıp, karışıma rendelenmiş limon kabuğunu ve ufaltılmış ceviz içini de ekleyip 8 -9 cm kalınlığında rulo yapın.

Önceden ısıtılmış 220 derecelik fırında 30 dk pişirin. Ilıkken üzerine pudra şekeri serpip, vanilyalı dondurma veya vanilyalı sos ile servis yapabilirsiniz.

VANİLYALI SOS
 1 su bardağı süt
2 paket vanilya (Çubuk vanilya da kullanabilirsiniz daha da lezzetli olur)
1.5 yemek kaşığı toz şeker
1.5 yemek kaşığı nişasta
1 yumurta sarısı 
Yumurta sarısını bir tencerede şeker ve nişasta ile karıştırın.  Sütü de ekleyip (eğer çubuk vanilya kullanacaksınız vanilya çubuğunu da bu esnada eklemelisiniz) kısık ateşte  sürekli karıştırarak sos kıvamı alıncaya kadar pişirin. Sosunuz puding gibi yoğun olmamalı. Ocaktan alıp vanilyasını ilave edip iyice karıştırın. Ilıkken servis yapın.

Afiyet olsun.







18 Şubat 2013 Pazartesi

Pankek

Pankek sevmeyen var mı? Peki pankek üzeri nutella sevmeyen. Eminim çoğunluk dayanamıyordur.

Hatta nutella rejimlerin katilidir :)  Benim tercihim pankeklerin birine nutella diğerine fıstık ezmesi sürüp sandviç yapmak :) 

Basit, ve çabuk hazırlanacak kısa bir tarifle damaklarınızı şenlendirmek istiyorum.

Pankek en lezzetli ve yapımı en basit yiyecek. Çalışan annelere özellikle belirtmek istiyorum geceden hazırlayıp bir şişe ile buzdolabına koyabilir sabah hemen tavayı çıkarıp 1 tanesini yaklaşık 2-3 dakikada hazırlayabilirsiniz.




MALZEMELER

1 su bardağı un
1 su bardağı süt
1 yumurta
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
1/4 çay bardağı sıvıyağ
1 yemek kaşığı tepeleme toz şeker

YAPILIŞI

Tüm malzemeleri çırpıp, küçük bir kepçe ile yağlanmış tavaya dökerek pişirin. Karışımı bir şişeye koyarsanız tavaya dökmek daha kolay oluyor. Ben biraz kısık ateşte pişiriyorum. Üzeri göz göz  olunca ve kenarları beyazlaşınca arkasını çeviriniz. Hafif kabarıyor ve pofidik oluyor. Verdiğim ölçülerle resimlerde gördünüz büyüklükte 6-7 tane pankek çıkıyor.

Pankekleri illa tavada hazırlamanıza gerek yok, yağlı kağıt serili fırın tepsisinde de küçük küçük hazırlayabilirsiniz.

Lezzetli bir atıştırmalık, kahvaltılık ne zaman yemek isterseniz çabucacık hazırlayabileceğiniz güzel bir kek. Ayrıca isteğe bağlı olarak hamuruna kuru üzüm, yaban mersini kurusu ve damla çikolata ekleyebilir öyle de pişirebilirsiniz. Yanında bal, reçel ya da çilekle süsleyerek servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun.





Sütlaç

Artık insanlar UHT veya pastörize süt yerine doğal sütlere dönüş yapıyorlar. Ben de bu furyaya katıldım. Tam 6 ay sıra bekleyip, Cuma günü nihayet işlenmemiş saf süt alabildim. Akşam evde sütü kaynatınca mutfak miss gibi süt kokuyordu. Çocukluğumuzdaki gibi, süt kokan sütlaç yaptım. Genelde kıvamı tutturulamaz. Ya çok cıvık, veya pirinci fazla pilav gibi ya da şekeri fazla olur. 

Aşağıda verdiğim malzemelerde gramlara bire bir uyarsanız hata yapma payınız hemen hemen hiç yok.

Nasıl yaptığıma gelince; Sütlaç yaparken kesinlikle kırık pirinç kullanırım.
Kırık pirinç daha çabuk pişer ve nişastası daha kolay çıkar bu nedenle iyi kıvam verir. Pilavlık pirinçten sütlaç yapılırsa kıvamı kolay tutmaz.

MALZEMELER

1250 ml süt
85 g kırık pirinç
100 g şeker

YAPILIŞI

Vaktiniz varsa sütlacı hazırlamadan bir gece önceden sütün 50 ml'sine  pirincin 35 gramını ıslatın (bu işlemi aynı günde yapabilirsiniz.) Sütlacı yapmadan bu karışımı blenderdan geçirip süzün ve bir kenarda bekletin. Bu karışıma sübye denir. Genelde sütlü tatlılar böyle kıvamlandırılır. Pirinç unu yerine gerçek pirinçten bu işlemi yaparsanız yaptığınız tatlılar daha lezzetli olur.

50 g pirincin üzerine 1200 ml sütü ekleyip kısık ateşte pişirmeye başlayın (Ya da 1 saat bekletip orta ateşte ocağa koyun). Kısık ateşte pişirirken de beklerken de pirinçler yumuşayacak helmelenecek. Kaynayınca 30dk daha pişirip şekerini ve bir kenarda beklettiğimuz pirinç sübyesini ekleyin 10 dk daha kaynatıp kaselere koyup, üzerine  mis kokulu tarçın serpmeyi unutmayınız.


Eğer fırın sütlaç yapmak istiyorsanız 1 yumurtanın sarısını bir kasede çırpıp yavaşca içine pişirdiğiniz sütlaçtan ekleyin. Karışım ılıklaşınca sütlaca ekleyip iyice karıştırıp ısıya dayanıklı kaselere boşaltın. Fırın tepsisine kaseleri yerleştirip, tepsiye kaselerin yarısına gelecek şekilde su ekleyip fırına verin. Fırıınınız en yüksek ateşte iken, üzerleri kızarana kadar pişirin. Kavrulmuş file bademle servis edebilirsiniz. Afiyet şeker olsun.

17 Şubat 2013 Pazar

Kumkuat Reçeli

Evde pek yiyemesekte reçel yapmayı çok seviyorum. Pİşerken meyvelerin çıkardığı kokuya bayılıyorum. Kahvaltıyı kapatırken tereyağ ya da kaymak üzerine reçel çok severim. Sabah erkenden kalktım ve Kumkuat Reçeli yaptım. Yaparken de adım adım fotoğrafladım. Sizlerle paylaşmak istiyorum. Kumkuat nedir nereden çıktı derseniz. Ükemizde süs bitkisi olarak yetiştirilen minyatür portakal Kumkuat. Karadeniz de yetişiyor. Nereden buldun derseniz pazarlarda bazen de manavlarda bulabiliyorsunuz.

Babamda balkonunda 1 tane büyütüyor. Gidip geldikçe hop bir tanesini lüpletirim. Kabuğunu soymanıza gerek yok, kabuğu ile yeniyor. Reçeli ise narenciye ürünleri gibi yapılıyor. Sadece kumkuatın 2-3 gün suyunu değiştirip suda bekletmenize gerek yok. Tüm işlemleri aynı gün yapabiliyorsunuz.


MALZEMELER
1 kg kumkuat
1.250 g toz şeker
500 ml su
1 limon
YAPILIŞI
Kumkuatları yıkayıp bir tencerede 1 taşım kaynatıp süzün. Bu işlemi 2 defa yapın.
Daha sonra üzerine şekeri ve suyu ekleyip kaynadıktan sonra 40 dk kadar kısık ateşte pişirin.
İndirmeye yakın 1 limon suyunu ekleyip 5-10 dakika daha pişirip altını kapatın.
Sıcakken kavanozlara koyup, 2 gün sonra afiyetle yiyebilirsiniz.

















Fırında Tavuk


Fırında çıtır çıtır tavuğu kim sevmez? Size haftasonu için güzel bir fırında tavuk tarifi vermek istiyorum.
 
Peki, tavuk alırken nelere dikkat etmeliyiz? Eminim çoğunuz biliyorsunuzdur ama ben yine de tekrar belirtmek istiyorum. Markette alışveriş yaparken, dolaşırken tavuğun ısısının artmaması için en son almalıyız.. Her zaman memnun kaldığımız ve bilinen markaları tercih edip, ambalajında delik yırtık olmamasına ve son kullanma tarihine dikket etmeliyiz. Aldığımız tavuk soğukluğunu kaybetmeden bir an önce buzdolabınıa veya tencereye koymalıyız. Benim tercihimköy tavuğundan yana mümkün olduğunca marketten almamaya dikkat ediyorum.  Devamlı alışveriş yaptığım internet sitesinden henüz civciv iken rezerve ettirdim. Tavukları kesip aynı gün termos içinde kargo ile yolluyorlar. Suyu o kadar lezzetli ve yağlı ki, genelde fırında pişirmeye kıyamıyorum. Tavukları haşlarken suyuna bütün halde kereviz sapları, zencefil,tuz ve 3-4 bütün soğan ekliyorum. Böylece çorba yapmak için çok lezzetli tavuk suyum oluyor.

Özellikle çorba içinde sebze sevmeyen çocuklar için  sebzeyi tavuğu haşlarken koyunca az da olsa sebzelerin vitaminlerinden faydalandırmış oluyoruz. Çorba yaparken sadece tel şehriye eklemek yetiyor.

Peki, tavuğu pişmeye hazırlarken neler yapmalıyız? Öncelikle, tavuğu ambalajından çıkardıktan sonra, bir güzel kontrol edip. derisi üzerinde bulunan yolunmamış telek artıklarını mutfak cımbızı ile almalıyız. Üzerindeki tüyleri eski usül ocak üzerinde yakarak gidermeli ve kuyruk üzerinde bulunan yağ keseciğini, bıçak ile kesmeliyiz. Kanat uçlarını da gerek görüyorsanız kesebilirsiniz. Bu işlemlerden sonra tavuğu bir güzel yıkamalıyız. Artık tavuğumuz hazır. Biz de tarife geçebiliriz.

MALZEMELER
1 bütün tavuk
3-4 diş sarımsak
70-80 g tereyağ (oda sıcaklığında)
tuz
paprika (acı olursa lezzetine doyum olmaz ama çocuklar da yiyecekse tatlı olanından kullanınız)
tuz
kekik (taze bulursanız çok güzel olur.

YAPILIŞI

Sarımsakları ince rendeleyin. Tereyağ, tuz, paprika ve kekik ekleyip bir güzel karıştırın. Tereyağ ile sarımsak, tuz, paprika ve kekik iyice karışmalı.Bu karışımı tavuğun derisinin altına yerleştirin.
Kalanı da üzerine sürüp tavuğu dağılmaması için bağlayın.
Fırın kabında  veya fırın torbasında 180 derecede 2 saat eğer köy tavuğu ise 180 derecede 3 saat pişirin. Üzerinin kızarması için son yarım saate kapağını açmayı unutmayın.

Yanına garnitür olarak; pancar, havuç, patates, kuru soğanı 4'e 5'e bölüp hiç bir şey eklemeden tavuğun pişmesine 1 saat kala fırına verip, indirdikten sonra tuzunu serpip hafif yağlayarak tavukla servis ediniz.










Afiyet olsun.