Dünyada en çok üretilen ve tüketilen insanoğlunun temel besin kaynağı ekmeğin; tarladan sofralarımıza gelişi pek de kolay olmamıştır. Genel kabule göre, ilk insanlar su ile ıslatılmış ve kendi haline bırakılmış buğday kırmasında gözeneklerin meydana geldiğini görmüşler ve gözenekli bu kütleyi taşlar üzerinde pişirdiklerinde tad ve lezzetinin iyi olduğunu anlamışlardır. M.Ö. 4000 yıllarında Babilliler’in özel fırınlarda ekmek pişirmeyi bildiğini, M.Ö. 4300 yıllarında da değirmencilik ve fırıncılık sanatının icra edildiği yapılan kazılarda elde edilen bulgulardan anlamak mümkündür. Yine M.Ö. 2600 yıllarında Eski Mısırlılar, buğday unu ve su karışımından elde edilen hamura, tesadüfen bulunan mayayı kattıklarında ekmeğin daha yumuşak, daha kabarık olduğunun farkına varmışlar ve ekmeğe şekil verme fikri ilk onlarda görülmüştür. Bu dönemlerde beyaz ekmek soyluların ve sarayın simgesi haline gelmiştir. Zenginlerin ve soyluların rağbet ettiği bu mayalı ekmekler o kadar değer kazanmış ki, Eski Mısır’ da bu ekmekler para yerine bile kullanılmış.
Mısır’dan Roma’ya ve ardından Batı Avrupa’ya yayılan mayalı ekmek, son asırlarda bütün dünyada sofralarda yerini almıştır. Devlet Planlama Teşkilatı ve Dünya Sağlık Örgütü raporlarına göre; Türkiye'de temel besin, ekmek ve diğer tahıl ürünleridir ve günlük enerjinin ortalama %44'ü sadece ekmekten, %58'i ise ekmek ve diğer tahıl ürünlerinden sağlanmaktadır.
B grubu vitaminleri, öz ve kepek bölümlerinde daha çok bulunur. Öğütme işlemi sırasında beyaz ekmek, B grubu vitaminleri ve bazı mineraller açısından kayba uğrar. Tam tahıl ekmeği posa, E vitamini, selenyum, demir, magnezyum, çinko ve B vitaminleri (B1, B6, niasin) gibi besin öğeleri bakımından zengindir.
B vitaminlerinin öğrenme ve kavrama fonksiyonlarının gelişimi, aneminin önlenmesi, bazı doğum kusurlarının önlenmesi, kardiyovasküler hastalıklar ve kanserin önlenmesi, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde önemli olduğu söylenmektedir.
Tahıla dayalı beslenmenin hakim olduğu ülkemizde her yıl yaklaşık 44 milyar adet ekmek üretilmekte, üretilen ekmeğin yaklaşık 40 milyar adeti tüketilmekte 4 milyar adeti ise israf edilmektedir. İstanbul ilimizde günde 2 milyon ekmek israf edilirken, Ankara ve İzmir illerinde bu sayı yaklaşık 600 bini bulmaktadır.
Düşük gelir gruplarında ekmek tüketimi fazla olmasına karşın israf daha az olmakta, gelir düzeyi yükseldikçe ekmek tüketimi azalmakta ancak israf artmaktadır. Ekmeğin çöpe atılmasındaki faktörler gereğinden fazla ekmek satın alınması, satın alınan ekmeğin uygun koşullarda saklanmaması ve kalitesinin düşük olması şeklinde sıralanabilir.
Ekmek İsrafını Azaltmak İçin Evlerde Neler Yapılmalıdır ?
- İhtiyaçtan fazla ekmek alınmamalı,
- Ekmek poşette saklanmalı,
- Uzun süreli saklama amaçlanıyorsa ekmeğin derin dondurucuda ve poşet içerisinde saklanmalı,
- Ekmek dilimlenerek tüketilmeli,
- Kuruyan ekmekler israf edilmemeli, içinde az miktarda su kaynayan tencerenin üzerine yerleştirilen süzgeç üstüne konularak tüketilmeli,
- Bayatlayan ekmekler galeta unu veya kurutulmuş ekmek içi şeklinde çeşitli yemek, pasta ve tatlı yapımında kullanılmalıdır. .
Bu kadar genel kültürsen sonra gelelim ekmek yapımına; uzun zamandır ekmeğimizi kendimiz yapıyoruz, dışardan ekmek almıyoruz. Ne kadar kolay yapıldığını keşfettikten sonra artık mecbur kalmazsam hazır ekmek almayız diye düşünüyorum.
Önce temel ekmek tarifini paylaşmak istiyorum sizinle. Ekmek makinalarından heveslenip biz de kullandık. Ancak, tavasının teflon olması ve çabuk zedelenmesi nedeniyle kullanmaktan vazgeçtik. Bu nedenle bileğimize güveniyorsak elde güvenmiyorsak robotta yoğurup, fırında pişiriyoruz.
MALZEME
500 g un
500 g un
300 ml su
1 tatlı kaşığı bal , toz şeker ya da pekmezde olabilir
1 tatlı kaşığı tuz
1 paket kuru maya
Su, maya ve balı (şeker kullanıyorsanız şekeri, tatlı mayayı aktif hale getiriyor) iyice karıştırın. 5-6 dk dinlendirdikten sonra kullanın.
Sıvıları bir yerde, un ve tuzu ayrı bir yerde karıştıracağız.
Su, maya ve balı (şeker kullanıyorsanız şekeri, tatlı mayayı aktif hale getiriyor) iyice karıştırın. 5-6 dk dinlendirdikten sonra kullanın.
Unu ve tuzu, derin bir kap içinde karıştırıp, içine mayalı suyu eklerken karıştımaya devam edin. İyice yoğurun. Üzzerini nemli bir bezle örtüp, 1 saat dinlendirin.
Hamuru tekrar yoğurup, yağlayıp unladığınız ya da yağlı kağıt kullandığınız kalıba koyup, en az 30 ideali 60 dakika mayalanması için bekletiniz.
Daha sonra ısıtılmış fırında 225 derecede 35 dakika pişirin.Kendi fırınınıza göre ayarlama yapabilirsiniz. 30-35 dakikada ekmek pişmiş oluyor. Fırından çıkartınca soğutup dilimleyerek afiyetle yiyiniz.